Bir müvekkilimizin geçirmiş olduğu kaza sonrası aracında oluşan değer kaybının tazmini için kusurlu tarafın Sigorta Şirketi'ne tarafımızca yapılan başvurumuz sonrası sigorta şirketi herhangi bir değer kaybı tazminatı oluşmadığı gerekçeleri ile başvurumuzu reddetmiştir. Akabinde tarafımızca Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurulmuş ve komisyonca müvekkilin aracında oluşan değer kaybı tazminat miktarının 43.000 TL olduğuna karar verilmiştir.
BAŞVURU TARİHİ VE SAYISI : ..........
KARAR TARİHİ VE SAYISI :
ADRESİ :
BAŞVURAN VEKİLİ : Av. Bektaş DUYAR
ADRESİ : Adnan Kahveci, Yavuz Sultan Selim Blv. Perlavista Rezidans No:1/b D:B Blok kat 10 daire 96, 34250 Beylikdüzü/İstanbul
BAŞVURAN VEKİLİ KEP ADRESİ : bektas.duyar@hs01.kep.tr
BAŞVURAN VEKİLİ E-POSTA : av.bektasduyar@gmail.com
SİGORTA KURULUŞU : .......SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
UYUŞMAZLIK TUTARI : 43000 TL(Islah ile )
SİGORTA HAKEMİ :
1.BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER
1.1 Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep
Karara bağlanmak üzere hakemliğimize tevdi edilmiş bulunan uyuşmazlığın konusu, başvuru sahibine ait araç ile davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu, başvuru sahibine ait araçta oluştuğu iddia edilen değer kaybı tazminatının tahsiline ilişkindir
1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç
Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından yapılan görevlendirmeye istinaden dosya sistem üzerinden teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle duruşma yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadan verilen ara kararla; başvuru sahibine ait uyuşmazlığa konu araçta uyuşmazlığa konu trafik kazasında oluşan değer kaybı miktarının tespiti, teknik bilgi ve uzmanlık gerektirdiğinden belirtilen hususlarla ilgili olarak bilirkişi incelemesi yapılmasına, Sigorta Tahkim Komisyonu bilirkişi listesinden sistem tarafından belirlenen bilirkişi görevlendirilerek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriği, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporu dikkate alınarak, uyuşmazlık hakkında karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir. Sigortacılık Kanunu' nun 30. Maddesinin 15. Fıkrasının 8. cümlesindeki "Hakemler, sadece kendilerine verilen evrak üzerinden karar verir." Kanun hükmü gözetilerek karar verilmiştir.
1. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR
1.1 Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri
Başvuru sahibi vekili tarafından verilen başvuru dilekçesinde özetle;
-Sigorta şirketine sigortalı ..... plakalı aracın müvekkiline ait ...... plakalı araca.... tarihinde çarparak hasar verdiğini,
-Davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu,
-Meydana gelen hasara bağlı olarak müvekkiline ait araçta değer kaybı meydana geldiğini ve davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını,
-Başvurana ait araçta meydana gelen gerçek değer kaybı bedelinin sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2,00 TL değer kaybının yasal faizi, baro pulu bedeli, vekalet harcı yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Başvuru sahibi vekili başvuruya dayanak olarak; kaza tespit tutanağı, sigorta şirketine yapılan başvuru yazısı ve başvuru dilekçesinde belirttiği diğer belgeleri ibraz etmiştir.
1.2 Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri
Sigorta şirketi vekili tarafından hakemliğimize sunulan cevap dilekçesinde özetle;
-Başvurunun zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini,
-Müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olması nedeniyle dosyada
kusur bilirkişi raporu alınması gerektiğini,
-Davacının, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını,
-ZMSS Genel Şartları’na belirtilen hesaplama yöntemlerine göre tespit edilecek değer kaybı
belirlenmesi gerektiğini,
-Talebin kabulü halinde dahi müvekkili şirketin ancak yasal faizle sorumlu olabileceğini,
-Müvekkili şirket aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin ancak, AAÜT’de belirtilen vekâlet ücretinin 1/5’i tutarında olabileceğini belirterek başvurunun reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER
Uyuşmazlığın çözümünde 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, Karayolları Trafik Yönetmeliği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları
ve sair ilgili mevzuat dikkate alınmıştır.
3. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇELİ KARAR
Başvuru konusu dosyada taraflar arasındaki uyuşmazlığın esas olarak, başvuru konusu trafik kazasında başvurana ait araçta değer kaybı meydana gelip gelmediği ile değer kaybı tutarının ne kadar olduğu ve davalı sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı konularında olduğu tespit edilmiştir.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, başvuranın kaza tarihi itibariyle araç maliki sıfatını taşıdığı, aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketinin ise aynı tarih itibariyle zarara sebebiyet verdiği iddia edilen aracın KZMSS (Trafik ) sigortacısı olduğu anlaşıldığından, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin mevcut olduğu tespit edilmiştir. Başvuru sahibinin hesaplama yapmaya yeter evraklar ile tahkim başvurusu öncesi sigorta şirketine başvurduğu ve sigorta şirketine başvurudan itibaren 15 gün geçtikten sonra tahkim yoluna başvurmuş olduğu görülmüştür. Davalı sigorta şirketi her ne kadar zamanaşımı def’ inde bulunmuşsa da kaza tarihi ve ıslah tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmadan başvurunun ve ıslahın yapıldığı görülmüştür. Sigorta şirketi tarafından huzurdaki dava belirsiz alacak davası koşullarını taşımadığından reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de başvuru sahibine ait aracın değer kaybına uğrayıp uğramadığı ile uğramış ise değer kaybı miktarı konusunda taraflar arasında ihtilaf olması ve değer kaybı miktarının tespitinin ancak atanacak tarafsız bilirkişi tarafından aracın önceki hasarları olup olmadığı, önceki hasarları var ise nitelikleri ve tamir bedelleri, aracın markası, modeli, yaptığı kilometre gibi aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa değeri üzerinde etkisi olan hususların araştırılarak belirtilen hususlar nazara alınarak aracın ikinci el piyasa değeri araştırılıp tespit edildikten sonra meydana gelen değer kaybının, tamir edilecek yada değiştirilecek yedek parçalar ile nitelikleri göz önünde bulundurularak reel piyasa şartlarına göre yapılacak değerlendirmeler ve hesaplamalar neticesinde değer kaybı bedeli miktarı belirli hali geleceğinden başvuru sahibinin belirsiz alacak davası açmasında hukuki menfaatinin olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Kaza tarihinde yürürlükte olan konuya ilişkin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartları A.3. maddesinde Trafik Sigorta Poliçesi kapsamı belirtilmiştir. Buna göre sigortacı; poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ZMSS Sigortası Genel şartlarının A.5 “Kapsama Giren Teminat Türleri” kenar başlığı altında a bendinde “Maddi Zarar Teminatı” tanımlanırken, hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır biçimindeki ifadeden de başvurucunun değer kaybı talebinin teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
“Yargıtay uygulamasına göre değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır. Dolayısıyla mahkemece AYM’nin iptal kararı sonrasında verilen 6. 10.2020 tarihli kararda bilirkişi raporunda Yargıtay uygulamasına göre hesaplama yapan seçenek yerine, genel şartlara göre hesaplama yapan seçeneğin hükme esas alınması doğru olmayıp 6100 sayılı HMK’nın 363. maddesi gereği kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir..” ( Y.4.HD. 25/03/2022 TARİH, 2021/21252 E- 2022/5913 K)
Yargıtay’ın yukarıda yer verilen kararı, Anayasa Mahkemesi'nin 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2021/82 Esas, 2021/167 Karar Sayılı kararı ve 09/06/2021 tarihli 7327 sayılı yasa ile düzenlenen 2918 sayılı yasanın 90/a maddesi uyarınca değer kaybı hesaplamasında piyasa şartlarının dikkate alınmasına karar verilmiştir.
KUSUR yönünden yapılan değerlendirmede; sigorta şirketinin sorumluluğu her halükarda, kendisine sigortalı olan aracın işletenin /işletene ait araç sürücüsünün kazadaki kusuruna ve kusur oranına bağlıdır. Somut olayda kazaya karışan araç sürücülerinin kusurlu olup olmadığının kusurlu iseler oranların belirlenmesi ve tespiti ile ilgili Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tarafından işletilen prosedür neticesinde kusurla ilgili olarak belirlenip tespit edilmiş olan Kaza Tespit Tutanağı Uygulaması / Kaza Tespit Tutanağı Detayı (TRAMER) belgesiyle sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğunun belirlenmiş olması dolayısıyla ayrıca kusur incelemesi yapılmamış belirtilen kusur oranı esas alınmıştır. Taraflar arasında, başvuruya konu trafik kazasında, başvuru sahibine araçta meydana geldiği iddia edilen DEĞER KAYBI miktarı ile ilgili ihtilaf olması, değer kaybı miktarının tespiti teknik bilgi ve uzmanlık gerektirdiğinden belirtilen hususlarla ilgili olarak, Hakemliğimizce STK sistemi üzerinden belirlenen bilirkişi görevlendirilerek rapor alınmıştır. HESAP yönünden yapılan bilirkişi incelemesinde, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; “Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere, dosya kapsamı üzerinden yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde; Başvurana ait 34 HSK 385 plakalı aracın, 15.05.2024 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde 43.000,00-TL değer kaybına uğradığı,” şeklinde tespitlerde bulunulmuştur.
Bilirkişi raporu STK. Sistemi üzerinden taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporunun tebliğinden sonra başvuru sahibi vekili tarafından hakemliğimize gönderilen 10.09.2024 tarihli bedel artırım dilekçesi ile değer kaybı talebini 43.000,00 TL’ye yükseltmiş, başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi raporunun tebliğinden sonra sigorta şirketi vekilinin tarafından süresi içerisinde
hakemliğimize gönderilen bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle cevap dilekçesini tekrarla başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Başvurana ait araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanmasının uzman teknik bilgiyi gerektirdiği ve bu sebeple bilirkişi incelemesinin gerekli olduğu, Başvurana ait araçtaki değer kaybı tespitinde sigorta eksperi unvanı bulunan bilirkişinin hazırlayarak dosyaya kazandırdığı bilirkişi raporunda; Anayasa Mahkemesi’nin 2021/82 E. 2022/167 K. ve 19.12.2022 tarihli kararı gereği sigorta konusu şeyin sigortacı lehine ve sigortalı aleyhine Genel Şartlar ile düzenlenemeyeceği ve bu doğrultuda sigortalının gerçek zararının karşılanmasını engelleyen Genel Şartlar ekindeki değer kaybı tablosuna göre değil de serbest piyasa koşullarında oluşacak hâksız fiil sorumluluğu kapsamında gerçek değer kaybı bedelinin hesap edildiği nihayeten dosyada mübrez mezkur bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğuna kanaat
getirilerek, sigorta şirketi vekilinin itirazlarının reddi ile dava konusu araçta 43.000,00 TL değer kaybı oluştuğu anlaşılmakla, değer kaybı tazminatı talebinin başvuranın talebi doğrultusunda kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Başvuru sahibi, tazminat alacağının yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesinde sigortacıların, hak sahibinin ZMSS Sigortası Genel Şartlarıyla
belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine
ödemek zorunda olduğu düzenlenmiştir. Dosya kapsamında, başvuru sahibinin STK’na başvuru öncesinde davalı sigorta şirketine 28.05.2024 tarihinde başvuru yaptığı anlaşılmıştır. Buna göre davalı sigorta şirketi 10.06.2024 tarihinde temerrüde düşmüş olup bu tarihten itibaren yasal faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Başvuru sahibinin yargılama giderleri kapsamında talep ettiği Baro pulu ücreti, Yargıtay 21. HD. 2015/10907 E - 2015/16261 K sayılı kararı uyarınca yargılama gideri olarak kabul edilmemiştir. Hükmedilecek Vekalet ücreti açısından mevzuat incelendiğinde: 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17. maddesindeki “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” hükmü, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16. Maddesinin 13. fıkrasındaki “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan Asliye Mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin istikrarlı kararları ışığında, her iki taraf için de AAÜT’ye göre hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’ine hükmedilmesine, bu ücretlerin kabul veya reddedilen miktarı geçmemesine ancak sadece başvuran yönünden AAÜT’deki 17/2. maddesi dikkate alınarak maktu ücretin altında kalmayacak şekilde hükmedilmesine karar verilmiştir.
4. KARAR
Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;
1. Başvuru sahibinin değer kaybı alacağı talebinin KABULÜ ile, 43.000,00 TL. değer kaybı alacağı 10.06.2024 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile başvurana ödenmesine,
2. Başvuran tarafından yapılan 1.030,00 TL başvuru ücreti, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 35,00 TL.
tebligat gideri olmak üzere toplam 2.065,00 TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinden
tahsili ile başvurana ödenmesine,
3.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 17. maddesine göre tespit ve takdir edilen 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsili ile başvurana ödenmesine, 5684 sayılı Kanunun 30/12. maddesi hükmü ve 16.04.2022 tarihli Resmî Gazete’ de yayınlanan tebliğ gereği, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi.
Comments