top of page

BOŞANMA,CİMRİLİK,HARÇLIK VERMEME,ANNE BABAYA BAKMAMA,ERKEĞİN İLGİSİZLİĞİ

Bektas Duyar

2. Hukuk Dairesi         2023/5717 E.  ,  2024/3224 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk DairesiSAYISI : 2022/2632 E., 2023/1031 K.KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmaİLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Aile MahkemesiSAYISI : 2019/498 E., 2022/38 K.Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.Belli edilen günde temyiz eden davalı- karşı davacı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf davacı- karşı davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:I. DAVADavacı- karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin evlilikleri boyunca kadına çok şiddetli fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, spastik engelli çocukları ...'in tedavisini para harcayacağı korkusuyla yaptırmadığını, özürlü çocuğundan utandığı için iz bırakmayacak şekilde çocuğu dövdüğünü, davacı-karşı davalının okumasına engel olduğunu, kadını evden kovduğunu, eve döndüğünde evde olması halinde öldüreceği tehditinde bulunduğunu, kadını bu nedenle Bursa 2. Aile Mahkemesinin 2011/821 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını ve Malezya'ya gittiğini, erkeğin çocuklar ile birlikte Türkiye'de kaldığını, tarafların 2012 yılında barıştıklarını, erkeğin çocukları alarak Malezya'ya götürdüğünü, ancak Malezya'da yaşadıkları dönemde hiçbir şekilde düzelmediğini, kusurlu söz ve davranışlarına devam ettiğini, tarafların 2 yıl boyunca Malezya'da birlikte yaşadıklarını, erkeğin bu dönemde hiçbir işte çalışmadığını, kadının ihtiyaçları karşıladığını, eğitimine erkeğin yine engel olmaya çalıştığını, bu dönemde dördüncü çocuk ... 'ya hamile kaldığını, erkeğin çocuğu aldırması için baskı yaptığını, kabul etmemesi üzerine erkeğin 2 yılın sonunda çocukları alarak Türkiye'ye döndüğünü, kadının Malezya'da kaldığı 9 yıllık dönemde eğitimini tamamlayarak akademisyen olduğunu, tarafların 2014 yılı Temmuz ayından beri ayrı yaşadıklarını, erkeğin evlilik birliği içinde hem kadını hem de çocukları cimrilik nedeni ile mağdur ettiğini, çocuklara harçlık vermediğini, Türkiye'ye dönene kadar ortak çocuklar ... ve ...'e Ekim 2017 senesinden sonra hem arkadaşı hem de banka yolu ile kadının para gönderdiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadının evlilik bittikten sonra Bayram soyadını kullanmaya devam etmesine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.II. CEVAPDavalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin eşine ve çocuklarına fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uygulamadığını, anlayışlı ve sabırlı olduğunu, engelli çocukla ilgilendiğini, çocuğun engel durumunun zaman içinde düzeldiğini, kadına eğitim görmesi için destek olduğunu, kadının sebepsiz olarak ortak konutu terk ettiğini, anne ve babasının evliliğe yoğun biçimde müdahale ettiğini, kadının evlilikteki tek amacının para olduğunu, kadının evi terk ederken tüm birikimi yanına aldığını, evi satıp parasını babasına EFT yaptığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin babaya verilmesine, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek lehine 500.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARIİlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin cimrilik yaptığı, birlik görevlerini yapmadığı, kadın ortak çocuk ...'ye hamile kaldığında çocuğu istemediği, ... doğduktan sonra kadını arayıp sormadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye, ...'nın velâyetinin babaya verilmesine, çocuklarla velâyet kendisinde bulunmayan anne baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... için 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.IV. İSTİNAFA. İstinaf Yoluna Başvuranlarİlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.B. İstinaf SebepleriDavalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.C. Gerekçe ve SonuçBölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğe yüklenen eşinin ortak dördüncü çocuğa hamile kaldığında çocuğu istememe kusurunun hatalı olduğu, bu hususta beyanda bulunan tanıklar ... ile ...'ın beyanlarının kadından duyuma dayalı olduğu, bu itibarla mezkur kusurun erkekten çıkarılmasının gerektiği, erkeğe yüklenen diğer kusurların gerçekleştiği, erkeğin kadının kusurunu ispat edemediği, her ne kadar kadının ortak çocuklara bakmak istemediğine dair bir kısım tanık beyanları var ise de kadının Malezya'dan 2019 yılında döndükten sonra ortak çocuklar ... ve ...'yı yanına alması, düzenlenen uzman raporundan ortak çocuk ...'nın anneye tepkili olduğunun anlaşılması, tanık ...'in rahatsızlığı ile hem annesinin hem de babasının ilgilendiğini söylemesi nazara alındığında kadına kusur yüklenmemesinde isabetsizlik olmadığı, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararın isabetli olduğu, boşanmaya karar verilebilmesi için karşı yanın az da olsa kusurunun ispatlanmasının gerektiği, hiç kimsenin kendi kusurundan lehine hukuki sonuç çıkaramayacağı, bu itibarla erkeğin karşı davasının reddinin doğru olduğu, tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında ortak çocuklar ... ve ... lehine tedbir nafakası takdirinin doğru miktarlarının ise makul olduğu, ... için takdir edilen tedbir nafakasının çocuğun ergin olduğu tarih itibarı ile kalktığı, ortak çocuk ...'nin üstün menfaatini tespit eden sosyal inceleme raporuna uygun biçimde verilen velâyet kararının isabetli iştirak nafakası takdirinin yerinde miktarının makul olduğu, ortak çocuk ...'nın inceleme sırasında ergin olduğu bu nedenle erkeğin lehine hükmedilen iştirak nafakasını kapsayan istinafı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerektiği, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdirinin doğru, tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının makul olduğu, erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle lehine tazminat koşullarının oluşmadığı, ihlal edilen usul kaidesi bulunmadığı anlaşıldığından, davalı-karşı davacı erkeğin kusura yönelik istinafının kısmen kabulüne, ... için takdir edilen iştirak nafakasına yönelik istinafı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.V. TEMYİZA. Temyiz Yoluna BaşvuranlarBölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.B. Temyiz SebepleriDavalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.C. Gerekçe1. Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık; karşılıklı boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe kusur yüklenmesinin ve kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, velâyet, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.2. İlgili Hukuk6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 327 nci, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.3. Değerlendirme1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.VI. KARARAçıklanan sebeplerle;Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin ...'den alınıp, ...'ya verilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


İLETİŞİM

Adres

Adnan Kahveci Mahallesi, Yavuz Sultan Selim Bulvarı, Perlavista Rezidans No:1/B  B Blok Kat 10 Daire 96, 34250

Beylikdüzü/İstanbul

Telefon

0506 305 56 72

Çalışma Saatleri

Haftaiçi

09:00 – 18:00

Cumartesi

10:00 – 18:00

Pazar

Kapalı

  • telefon simgesi
  • Whatsapp
  • Instagram

© 2023 Duyar Hukuk Bürosu. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page